Bizim Kasaba

'İnsan, cahili olduğu şeyin düşmanıdır'

AKP, milliyetçilik, din ve tarikat / Ender İmrek

15/01/2011
YENİGÜN
ENDER İMREK-enderimrek@hotmail.com
AKP, milliyetçilik, din ve tarikat
Başbakan ve şürekası telaş içinde, kırarak, dökerek, milliyetçi-muhafazakar ağlarını örerek ilerliyorlar. Bilimsel öğretiyi hepten rafa kaldırmak istiyorlar. İlköğrenim çağındaki kız ve erkek öğrencilerin birbirlerine 45 cm’den fazla yaklaşmalarını günah sayıp yasaklayan, kız öğrencilerin bacakları görünmesin diye sıraları perdeleyen uygulamalardan söz ediliyor.
Bazı okullarda kızlar teneffüste terasa çıkarılıp, erkek öğrencilerle birbirlerini görmeleri engellenerek terbiye ediliyorlar! Mersin’de İstanbul’da, şurada burada prova niteliğinde harem selamlık bir yaşamın kurulması için başlatılan uygulamalar var.
Helal şirketler listesi de yapılmış...
Dün Güngör Uras Milliyet’teki köşesinde “Helal et, helal gıdadan sonra şimdi de helal şirketler listesi” başlığıyla yazdı. Uras, “Faizsiz finans kuruluşlarının sorumluları kendi belirledikleri kıstaslara göre bir “Helal şirketler listesi” yaptı. İMKB yönetimi de bu listeyi “Benimsedi” ve ilan etti” diyor.
‘Muhteşem Yüzyıl’ dizisi hedefe konuldu. Dizi yapımcıları dizinin bazı görüntülerini makaslayarak yayınladılar. Silah ruhsatı yaşı 18’e çekilmek istenirken, bir kadeh içki için fırtınalar koparılıyor, yasaklar getiriliyor. Düşünce, ifade ve örgütlenme özgürlükleri karşısında faşist diktatörlükleri aratmayan AKP hükümeti havaya, suya, kültüre, sanata, börtü böceğe varıncaya kadar tüm yaşama ilişkin bir tasarım içinde hareket ediyor.
“Tükürürüm böyle sanatın içine” diyen Gökçek ile aynı meşrepten gelen Başbakan Erdoğan, heykel yıkıcılığına da başlamış oldu. Başbakanın Kars’ta hiddetlenerek, “ucube” olarak nitelediği ve “Tez elden kaldırıla” diyerek fetva verdiği “İnsanlık Anıtı” ile ilgili tartışmalar, aynı zamanda heykellere ve sanat eserlerine saldıran Taliban ve başkaca gerici ve faşist iktidar ve yönetimleri hatırlatıyor.
Farklı uygarlıklardan insanlık tarihi ve kültürüne düşmanlık güden, sanata düşman, hak ve özgürlüklere saldıran, yandaşı olmayan hiçbir fikre ve yaşam biçimine tahammül göstermeyen bu tutumun varacağı yer faşizmdir. Kültür Bakanı olduğunu düşünen Ertuğrul Günay’ın Başbakanın yaptığı konuşmaya kılıf bulma çabaları ise, şimdi onu bir tutum alma sorunu ile karşı karşıya bırakmış oldu.
İşsizliğin, açlığın ve sefaletin hat safhaya ulaştığı Kars’ın sorunlarına çözüm bulması gereken Başbakan, milliyetçi ve faşist liderlerin yaptığını yapmayı yeğleyerek, Kars halkının AKP’ye karşı patlama noktasına gelen öfkesini, MHP’nin kışkırttığı milliyetçiliği, Ermeni karşıtlığı üzerinden kendine doğru çekme yolunu seçti. Türk Ermeni dostluğunu simgeleyen Kars’ta dikilen “İnsanlık Anıtı”nı hedef seçmesinin nedenlerinden biri de budur.
Sanata ve sanatçıya saldırılıyor, düşüncelerinden dolayı insanlar cezaevlerine dolduruluyor, Azadiya Welat gazetesi yazı işleri müdürü yüzlerce yıl cezaya çarptırılıyorken, domuz bağı ile bağladıkları kişileri günlerce işkence ederek hunharca katleden Hizbikontra mensupları serbest bırakılıyor. Dahası onların bir bölümü sırra kadem basıyor.
Diğer tarafta yaşlı, genç, kadın erkek binlerce Kürt siyasetçi, belediye başkanları sudan gerekçelerle hapiste tutuluyor. Kürt halk temsilcileri iki yıla yakın süreden beri tutuklu bulunuyorlar ve Kürtçe savunma hakları kabul edilmiyor.
Onların tutukluluğunu gerektiren, kaçmalarına neden olabilecek her hangi bir gerekçe bulunmazken, tutuklu bırakılmaları ve katillerin salıverilmesi, faşist ve gerici hesaplardaki pervasızlığın göstergesi olsa gerek.
Bir yandan Kürt işbirlikçi çevrelerle Kürtlük üzerinden hesaplar ve pazarlık yapılıyor, Kürt hareketi karşısında yer alacak “makul” Kürtlerden Milletvekili listeleri hazırlanıyor, TRT 6, liberal, hatta “sol” görünümlü “aydınlara” amade ediliyor, diğer tarafta, Kürt demokratik güçlere karşı savaş ve savaş psikolojisi devreye sokuluyor.
AKP gözü karartmış olarak, emeğe, laikliğe ve özgürlüğe dair ne varsa ona açıkça savaş açmış bulunuyor.
AKP, 12 Eylül Referandumunda başlattığı yolda yürümek istiyor. Milliyetçi, dinci, muhafazakar, dindar kesimleri çevresinde toparlayacak bir hesabın gereği ne ise onu yapıyor. Liberalleri taktığı falan da yok. Hatta kendi içindeki liberallere de şekil düzen vermeye çalışıyor. “İsrail karşıtı” görünümünün altında yatan da, Dışişleri Bakanının “90 bin şehit daha vermeye hazırız” mealindeki akıllara ziyan açıklamasının altında yatan da bu politik yürüyüştür.
Ancak olup-bitenin sadece oy toplamak olmadığı, bunu milliyetçi, gerici ve faşist bir iktidarın tahkimini, her türlü hak ve özgürlük talebi ve demokratikleşme mücadelesi karşısında diktatörlüğü amaçladığı da görülmelidir.
AKP, dini suistimal etmekten, din temelli, kısmen uyarlanmış bir Türkiye dizaynı için telaş içinde. Milliyetçi, din ve tarikat çevrelerine hamilik yapmak istiyor. Helal haram, haremlik selamlık girişimleri de buradan.
Ancak bu memleketin, işçileri, emekçileri, aydınları, gençleri var. Kadın, erkek, Kürt, Türk, Alevi, Sünni, her inançtan ve milliyetten eşitlik, özgürlük ve kardeşlik isteyen, bağımsızlık ve demokrasi isteyen halkı var...

  
335 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın